Carpe Diem | ANAOKULUNA UYUM BASKIYLA DEĞİL SEVGİYLE OLUR!
22862
post-template-default,single,single-post,postid-22862,single-format-quote,ajax_fade,page_not_loaded,,select-theme-ver-1.7.1,wpb-js-composer js-comp-ver-5.5.2,vc_responsive

— ANAOKULUNA UYUM BASKIYLA DEĞİL SEVGİYLE OLUR!

Klinik Psikolog Nalan Pulat; ailelere doğru anaokulu seçmenin yollarını anlattı:

 

Anaokulu seçerken nelere dikkat edilmeli?

 

Anaokulu eğitiminde amaç; çocuğun bedensel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimini sağlamak ve ileride uyumlu bir yaşam sürmesi için sağlıklı bir zemin oluşturmaktır. Bu kadar önemli bir dönemde çocuğumuzun gelişimini etkileyecek olan anaokulu seçiminde öncelikli olarak öğretmenin yaklaşımına dikkat edilmesi önem taşımaktadır.

 

Öğretmen ve çocuk sayısı: Öğretmenin donanımlı olması kadar sevgi dolu, güler yüzlü ve şefkatli olması da önemlidir. Sınıf içindeki öğrenci sayısı ve yardımcı öğretmenin olup olmaması da diğer göz önünde bulundurulması gereken etkenlerdendir.

Eğitim programı: Anaokulunda eğitim programının nasıl geliştirildiği, program hazırlanırken çocukların bireysel farklılıklarına dikkat edilip edilmediği, yıl içinde düzenlenen alan gezilerine (sergi, müze, hayvanat bahçesi, kütüphane, postane) ne kadar sıklıkla yer verildiği, eğitim programları dışında düzenlenen drama, satranç, bale, yüzme gibi eğlenceli aktivitelerin olup olmadığı göz önünde bulundurulabilir.

Anaokulu öğretmenlerinin, çocukların aileleriyle iletişim içinde olması ve ailelerin çocuklarıyla ilgili bilgilendirilmesi çocuğun gelişimini desteklemektedir. Böylece anaokulu seçiminde aile ve okul işbirliğini değerlendirmek ve rehberlik servisinin olup olmadığını sormak gerekir.

 

Fiziki şartlar: Sınıfın; çocuğun rahat hareket sağlayabileceği genişlikte ve hijyenik olması, farklı gelişim alanlarını destekleyen, çocukların yaş ve gelişim seviyelerine uygun materyallerin olması önemlidir. Çocukların enerjilerini atacakları bir bahçenin bulunması fiziksel ve ruhsal gelişimlerini destekler. Bu yaş grubundaki çocuklar tehlikelere açık olduğundan dolayı okuldaki güvenlik önemlerinin nasıl olduğu dikkat edilmesi gereken diğer konulardandır.

Anaokulu eğitiminin önemi nedir?

Eğitimin ilk basamağını oluşturan okul öncesi eğitim süresince çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı ve sosyalleşmeyi öğrenirler. Oyun ve eğitim birbirinden ayrılmaz parçalardır. Çocuğun doğal öğrenme yolu olan oyun oynama ile çocuklarda öğrenmeye karşı ilgi uyanmakta ve çocuğun var olan yetenekleri ortaya çıkmaktadır. Böylece anaokulu eğitimi çocuğun duygusal, bilişsel, psiko-sosyal ve dil gelişimini desteklemektedir. Anaokulu, çocuğun özerkliğini kazanması, özgüveninin ve sorumluluk bilincinin gelişmesi, paylaşma, yardımlaşma, iş bölümü, sosyal çevre oluşturma açısından çocuğu geleceğe hazırlayan en güvenli ortamdır. Sonuç olarak çocuğun doğuştan getirdiği yetenek ve özellikler geliştirilerek kendini gerçekleştirmesi sağlanırken, topluma verimli ve üretken bir şekilde katılımı sağlanmış olur.

Okulda ilk günler çocuklar açısından nelere dikkat edilmeli?

Çocuklar için en temel gereksinim sevgi ve güven duygusunun kazanılmasıdır. Okulun ilk günleri anne ve babaların çocuklarına verdikleri sözleri yerine getirmeleri güven duygusunun zedelenmemesi açısından çok önemlidir.

Örneğin; çocuklara okula gidilirken bilgi verilmesi, anne babanın çocuğuna okul çıkışında kendisini almaya geleceğini bildirmesi ve tutarlı olarak her okul çıkışında çocuğunu karşılaması gerekir. 3-6 yaş dönemi, çocuğun merak ve girişim duygusunun gelişim dönemidir. Bu dönemde çocuk, davranışlarından ya da ilgilendiği konulardan dolayı fazla eleştirilirse ve korkutulursa girişim gücünü kaybetmekte, her an yanlış bir şeyler yapacağı düşüncesiyle suçluluk duyguları geliştirebilmektedir. Anne babaların çocukların girişim çabalarını desteklemeleri, merak ettikleri her soruya uygun cevabı vermeleri çocukların okula uyumunu arttırır.

ÇOCUĞUN AYNASI: ANNE VE BABA!

Okulu sevdirmenin yollarından bahseder misiniz?

Çocuklar için ebeveynleri ayna gibidir. Yani çocuklar, anne ve babalarının yüzlerinde kendilerini görürler ve tanırlar. Anne ve babanın kaygılı olması, çocuğun da tedirgin olmasına neden olabilmekte; anne babaların kendilerini rahat hissetmeleri ise çocukların da daha kolay uyum göstermelerini sağlayabilmektedir. Böylece anne babaların okula ilişkin kaygıları varsa, öncelikli olarak bu kaygılarıyla baş etmeleri gerekmektedir. Ailelerin okulla ilişkili kaygılarının olmaması ve rahat olmaları, çocuklarının yanında okulla ilgili olumsuz konulardan bahsetmemeleri ilk adımdır.

Okula başlamadan önce çocukla birlikte ailelerin okulu gezmeleri, tanımaları, okuldaki arkadaş ortamının çocuk için ne kadar ilgi çekici olabileceğini paylaşmaları gibi hazırlığın yapılması çocuğun okula daha hevesli başlamasını sağlar. Okul gidiş ve çıkışlarda anne babaların çocuklarına eşlik etmesi, çocukların yanında oldukları duygusunu hissettirerek öz güvenini güçlendirir.

 

En önemlisi çocuğunuzu dinlemektir. Size ne anlatmak istiyor? Çocuğunuz okula gitmek istemediğinde çok fazla baskı uygulamak çoğunuzu okuldan daha da soğutacaktır. Böyle bir durumda ne oluyor da gitmek istemiyor diye sorgulamak, kaygılarını paylaşmak ve birlikte çözüm yolları üretmek o durumdaki krizin çözümünü sağlayabilir.

PSİKOLOJİK KONTROLDEN VAZGEÇİN!

Okuldan soğutan anne tipi hakkındaki düşünceleriniz neler?

Her anne baba, çocuğunun iyi bir eğitim almasını ve kendisini geliştirmesini ister. Böylece çocuklara yönelik beklentiler bazen çok yüksek olabilir. Beklentilerin ulaşılamaz olması kendi içinde ailelerin çatışmalarına ve kaygı, korku gibi duyguları yaşayarak bu korkularla çocuklarına yaklaşmalarına neden olabilmektedir. Okulla ilişkili çocuklarına sürekli ve ısrarcı sorular sormak, okula gidilmesi gerektiği üzerinde baskı uygulamak çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Anne babaların çocuklar üzerinde tutarsız olarak disiplin uygulamaları, çocuklar üzerinde suçluluk yaratarak ya da çocuklarından sevgilerini esirgeyerek, çocukların davranışlarını kontrol etme olarak tanımlanan psikolojik kontrol uygulamak çocukların ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebilir. Böyle bir durum, hem çocuk hem ebeveyn için yorucu ve yıpratıcıdır. Bu durumla baş etmede anne babaların öncelikli olarak kaygılarını tespit etmeleri ve okulla ilişkili kaygılarını anaokulu öğretmeni, okul müdürü ya da rehberlik servisiyle paylaşmaları, çocuklarına karşı müdahaleci olmak yerine gözlemci ve yönlendirici olup, çocuklarını fark ettirmeden takip etmeleri, tutumlarında tutarlı olmaları ve çocuklarına koşulsuz sevgi ve güven duygusuyla yaklaşmaları hem ebeveynim hem de çocuklarının ruh sağlığını korumada önem taşımaktadır.

No Comments

Sorry, the comment form is closed at this time.